-
1 temyiz etmek
a) to discern b) to appeal -
2 temyiz
-i temyiz etmek unterscheiden A; in die höhere Instanz gehen mit;temyiz mahkemesi Kassationsgericht n -
3 temyiz
-
4 temyiz
1. distinguishing, discerning, recognizing. 2. law appeal. - etmek /ı/ 1. to distinguish, discern, recognize. 2. law to appeal (a case). - mahkemesi court of appeal. - kabiliyeti/kudreti the ability to distinguish between right and wrong. -
5 αναιρώ
temyiz etmek -
6 appeal
n. rica, yalvarma, yakarış, başvuru, müracaat; çekicilik, cazibe, ilgi çekme, temyiz————————v. başvurmak, müracaat etmek, yalvarmak, rica etmek; ilgisini çekmek, hoşuna gitmek, temyize gitmek; üst mahkemeye başvurmak* * *1. başvur (v.) 2. başvuru (n.)* * *[ə:pi:l] 1. verb1) ((often with to) to ask earnestly for something: She appealed (to him) for help.) rica etmek2) (to take a case one has lost to a higher court etc; to ask (a referee, judge etc) for a new decision: He appealed against a three-year sentence.) temyiz etmek3) ((with to) to be pleasing: This place appeals to me.) hoşuna gitmek2. noun1) ((the act of making) a request (for help, a decision etc): The appeal raised $500 for charity; a last appeal for help; The judge rejected his appeal.) yakarış, yalvarış2) (attraction: Music holds little appeal for me.) cazibe, çekicilik• -
7 кассация
-
8 appel
n m1 cri çağrı [ʧaː'ɾɯ]2 au téléphone telefon etmek3 faire appel à qqn birinden yardım istemek4 invitation, demande birini çağırmak5 en classe yoklama [jokɫa'ma]6 dr temyiz [tem'jiz] -
9 kassieren
kassieren* [ka'si:rən]I vi1) ( Kellner) hesabı almakII vt1) ( einnehmen) almak (von/bei -den), tahsil etmek (von/bei -den)2) ( fam) ( sich aneignen) iç etmek, edinmek; ( wegnehmen) almak; ( gefangen nehmen) yakalamak, enselemekein Tor \kassieren bir gol yemek -
10 revidieren
-
11 обжаловать
сов. -
12 Berufung
unter Berufung auf (A) -e atıfla; -
13 appeal
yüksek mahkemeye yapilan rica, temyiz; rica, yalvarma; basvuru, müracaat; çekim, cazibe, çekicilik, davayi bir üst mahkemeye götürmek, istinaf etmek; basvuruda bulunmak, rica etmek; dilemek; yalvarmak; cezbetmek, çekmek, sarmak, hosuna gitmek
См. также в других словарях:
temyiz etmek — 1) ayırt etmek 2) huk. mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden Yargıtayda incelenmesini istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
temyiz — is., Ar. temyīz 1) Ayırt etme 2) huk. Mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol Dama tıkıldım ama temyizde beraat ettim. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller temyiz etmek temyize gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEMYİZ — Bir şeyi diğerinden seçip tarif etmek, ayırmak. Seçmek. İyiyi kötüden ayırmak. * Yargıtay. * Gr: Belirsiz olan kelime ve sayıları belirli hale koymak. Meselâ: İşrune dirhemen (yirmi dirhem) ve Retle zeyten (Bir retl zeytin yağı) tâbirlerinde… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ayırt etmek — i, den, der Birkaç şeyi birbirinden ayıran niteliği anlamak, tefrik etmek, temyiz etmek Sade akıcı ve temiz aksanı ile değil davranışları ile de Türk ten ayırt edemezsiniz. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayurmak — tefrik, temyiz etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayıklamak — temyiz, tefrik etmek, ayırtlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
temiz — sf., Ar. temyīz 1) Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı, pak İçki yerine soğuk su, temiz ayran... var. F. R. Atay 2) Özenle yapılmış Temiz iş. Temiz dayak. 3) Çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özrü olmayan Temiz araba. 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük